Derneğiniz son bir ayda iki kampanya birden başlattı. “Sofrada Sıfır Artık” ve “Bir Damla Su, Bir Hayat”
Kampanyanın biri genel odaklı, diğeri ise muhtaç canlılara yönelik. Bu size garip bir tesadüf gibi gelebilir. Neye hizmet ediyor derneğimiz, sadece insanlara mı? Hayır. Biz adalet için çalışıyoruz, her şeyin yerli yerinde olması için. Çevremize bu gözle bakıyoruz. Hayvanlar susuz ve aç kalmışlarsa onlara su ve yiyecek temin etmek, fazla tüketim dolayısı ile sağlığı bozulanla, yetersiz beslenmeden sağlığı bozulan arasında da bir dengeyi temin etmeğe çalışıyoruz. Bu bizim için bir çevre sorunu ve bununda önüne geçmek için gerekeni yapmak bir sosyal sorumluluğumuz.
Yapmadıklarımıza dair bir takım eleştiriler alıyoruz. Saygı ile karşılıyoruz bu eleştirileri. Dilimiz döndüğünce de çalışma prensiplerimizi anlatmaya çalışıyoruz bu eleştiriyi yapanlara.
Karanlık bir odada, göz gözü görmezken bir kişinin elektrik düğmesini çevirip lambayı yakmasının kıymetini düşünün. STK’ların bizce görevi de bu olmalı. Toplumda ki kişilerin çevresini görmesini sağlayarak adaletli olmalarını sağlamak. Biz tüm hayvanlara su ve yiyecek veremeyiz, tüm sofralarda israfı önleyemeyiz ama duyarlı kişileri bu hususlara duyarlı hale getirebiliriz. Biz lambayı yakarız, ortalık aydınlanır, sorumluluk sahipleri vazifelerini yaparlar.
Bursa’ya yaptığım güzel bir ramazan gezisi sonunda iftar için Bursa Kebapçısı’nda eşimle beraber bir yer ayırttık. Bursa’ya hakim bir görüntüsü olan mekân, nezih bir ortam ve kulaklarımız müezzinin sesini beklerken, gözümüzde masanın üzerinde, tüm ağızlar kıpır kıpır duada. Bende hesap kitap yapıyorum, şunlar fazla yiyemeyiz, şunu da yersem rahatsız olurum diye. Neyse müezzin efendi vakti gelince başladı ezana ki daha üç harfi söylemeden sular içilmiş hurmalar yenmiş çorbalar bile yarılanmıştı birçok masada. Vazifelerini hakkıyla yapmaya çalışan garson çocuklar boşalan tabakları alıp yerine dolularını getirmenin telaşı ile koşuşturup duruyorlardı.
Bizim masaya bakan temiz yüzlü genç garsonu, “evladım biz Sofrada Sıfır Artık isimli bir kampanya uyguluyoruz, bu sebeple tabaklar bitmeden hiç almaya çalışma” diye uyarmamıza rağmen, neredeyse yiyeceğin yarısı dururken tabakları almaya çalışınca kendisini tekrar sert bir biçimde uyardım. Garson sonra ki gelişinde “Sıfır Artık” diyerek eli ancak boş tabaklara dönmeye başladı. Güzel bir muhabbet başladı garsonla aramızda. “Ağabey yahu ne güzel düşünmüşsünüz” diye de gönlümüzü almaya çalıştı.
Sofradakilerin hepsini bitirmek ve gelenlerin hepsini yemek ne mümkün, adeta başpehlivan olmak gerek. Yandaki masalardan yarı dolu yarı boş tabaklar geri gitmeye başlamıştı bile. Yemek sonunda işletme sahibi Vedat Kural bey ile görüştüm. Kendisi, “biz kalan yemekleri hayvanlara veriyoruz, kesinlikle çöpe gitmiyor” diye izahta bulundu. Lakin gelen müşterilere de illa tabaktakileri bitireceksiniz demek de mümkün değil. “Lakin ben lokantamda ramazanda isteyen olsa bile kesinlikle bir buçuk porsiyon sipariş almıyorum. Bitirin tabağınızdakini, dilerseniz tekrar ilave yaparım diyorum” dedi. Kendisini bu hassasiyetlerinden dolayı tebrik ettim. Kim bilir daha ne güzel çözümler üretmiştir bu duyarlı insanlar. Bunları paylaşalım ki çözümler çoğalsın.
Giderseniz Bursa’ya İskender Kebabı birde Bursa Kebapçısında deneyin. Yemekleri de mekânı kadar güzel.
Vural İslam
ÇEKÜD