Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile İller Bankası arasında imzalanan Büyük Menderes, Küçük Menderes, Seyhan, Ceyhan, Doğu Akdeniz, Batı Akdeniz, Kuzey Ege havzalarında yer alan Yerel Yönetimlerin Atıksu Altyapı Tesisleri İnşaatlarını Destekleme Protokolü töreni İller Bankası sosyal tesislerinde gerçekleştirildi.
Protokol törenine katılan Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı, iklim değişikliğinin su kaynaklarını, yer altı su seviyesini ve tarımı olumsuz etkilediğini ifade ederek, atık su arıtma konusunda başarının yakalanması gerektiğini söyledi.
Bu konudaki tüm çevresel çalışmaların Avrupa Birliği ile tam uyumlu mevzuata göre yapıldığını ve mevzuatın değişen şartlara göre sürekli güncellendiğini belirten Bakan Sarı, “Su, medeniyetlerin oluşmasındaki yol göstericidir. Su, yaşamın devamındaki en temel unsur, bereket, varlık nedenimizdir. İşte bu bilinçle, suyun doğru kullanımı ve değerlendirilmesi için hassasiyet gösteriyor, çalışmalarımızı bu doğrultuda şekillendiriyoruz.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de artan nüfus, endüstri ve tarım faaliyetlerinin, aşırı su kullanımına ve çevresel kirliliğe neden olduğunu vurgulayan Bakan Sarı, “Bakanlık olarak, ülkemizin bütün havzalarında insan ve çevre sağlığının korunması, ekonomik faaliyetlerin verimli bir şekilde sağlanması için kolları sıvadık. Yurt genelindeki 25 havzayı hızlıca taradık. Havzalarımızı önceliklerine göre sıraladık. Bu çalışmada, ‘su kalitesi’, ‘nüfus yoğunluğu’, ‘korunan alanlar’, ilk yatırım maliyeti’ gibi hususları göz önünde bulundurduk. Yapılan çalışma sonucunda ‘Gediz Havzası Kirlilik Önleme Eylem Planı’nı hazırladık ve bu havzadaki atık su altyapı tesislerinin yapımına başladık.” diye konuştu.
Gediz Havzası’nda olduğu gibi Büyük Menderes, Seyhan, Ceyhan, Batı Akdeniz, Kuzey Ege, Doğu Akdeniz ve Küçük Menderes Havzalarını da öncelikli havzalar olarak belirlediklerini dile getiren Bakan Fatma Güldemet Sarı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu havzalardaki suların sulama suyu olarak kullanılması, bir yandan insan sağlığını tehdit ederken, diğer yandan da topraklarımızın ve yer altı sularımızın kirlenmesine neden olmaktadır. İşte biz, bu atık suların arıtılmasıyla havzalardaki su kalitesini yükseltip, bu suların tarımda kullanılabilir hale gelmesini sağlayacağız. Bu havzalardaki su kalitesini yükselteceğiz. Bunu gerçekleştirmek için de bu havzalara, 2 milyar lira atık su altyapı yatırımı yapacağız. Yerel yönetimlerle yapılan çalışmalarda önemli rol oynayan Bakanlığımızın öncü kurumu İller Bankası ile bu projeyi yürüteceğiz. Bakanlığımızın yaptığı bu proje kapsamında, nüfusu 25 binin üzerindeki yerel yönetimlerin atık su altyapı yatırımlarının kredisini Bakanlığımız verecek. Yine nüfusu 25 binin altında olan yerel yönetimlerimize, İller Bankamız tarafından kredi verilecek. ”
Bakan Sarı, küresel bir problem olan çevre sorunlarını bertaraf etmek için en büyük sorumluluğun yerel yönetimlerde olduğunu söyledi.
2014-2018 dönemini kapsayan 10. Beş Yıllık Kalkınma Planı doğrultusunda çevre konusunda yerel yönetimlerin rolünün arttırılmasını ve sürdürülebilir şehirler yaklaşımının geliştirilmesini esas aldıklarını anlatan Bakan Sarı, “Şehirlerimizi, afetlere dayanıklı, daha az enerji harcayan, az su tüketen, toplu taşıma sistemleriyle ulaşım sorununu çözmüş, çevreye duyarlı hale getirmek istiyoruz. Bu doğrultuda da yerel yönetimlerimiz bizim en büyük destekçimiz olacaktır.” değerlendirmesini yaptı.
Nüfus artışı, teknolojik ilerleme, sanayileşme ve şehirleşmenin, negatif sonucunun “atık sorunu” olduğunu belirten Bakan Sarı, atık türlerinde ve miktarında görülen artışın tüm atıkları içine alan entegre bir yaklaşımı zorunlu kıldığının altını çizdi.
“150 milyon avro gelir elde etmek mümkün olacak”
Bakanlık olarak atıklarla ilgili çalışmalarının “geri kazanım”, “istihdam” ve “doğal kaynakların korunması” olduğuna dikkati çeken Çevre ve Şehircilik Bakanı Sarı, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu entegre yönetim şeklini çalışmalarımıza yansıttık. Bu sayede, katı atık düzenli depolama sahası oluşturma hızımızı, çok önemli bir seviyeye getirdik. Bugün 81 katı atık düzenli depolama sahası ile bin 91 belediyede vatandaşlarımıza hizmet vermekteyiz. 2023 yılında ülkemizin tamamının bu hizmetten faydalanmasını hedefliyoruz. Atık toplama tesislerimizde toplanan çöplerimizden dahi enerji üretmeye başladık. Depolama sahalarımızda çok yoğun depo gazı oluşuyor. Şu anda, toplam 24 tesisimizde bu gazlardan 155 megavatlık enerji elde ediyoruz. Bu değer 4 milyon nüfuslu bir yerleşim yerinin, bir yıllık elektrik enerjisi ihtiyacına eşdeğerdir. Buna ilave olarak, biyogaz konusunda da vizyon niteliğinde bir alan çalışması yaptık. Ülkemizde 2 megavat kapasiteli 890 adet biyogaz tesisi kurduğumuz zaman, üreteceğimiz elektrik enerjisi ile bir yıllık toplam elektrik ihtiyacımızın yüzde 5’ini karşılayabileceğiz. Bu potansiyelimizin hayata geçirilmesiyle yaklaşık olarak yıllık 150 milyon avro gelir elde etmek mümkün olacak. ”
Bütün bu özverili ve ayrıntılı çalışmalar sayesinde bugün Türkiye’ye yapılan katma değerin yıllık 3 milyar lirayı aştığını bildiren Bakan Sarı, bunun yanında, 60 bin vatandaşın da doğrudan istihdam edildiğini ve bu istihdamı 100 bine çıkaracaklarını aktardı.
Bakanlık olarak öncelikli amaçlardan birinin de “su kaynaklarının korunması” olduğunu vurgulayan Bakan Sarı, bu kapsamda, atık su yönetimine yönelik yapılan çalışmalardan örnekler verdi.
Bakan Fatma Güldemet Sarı, Türkiye’de bugün 653 atık su arıtma tesisinin faaliyet gösterdiğini, 2023 yılına kadar, ülke genelinde bin 501 adet atık su arıtma tesisinin daha yapılmasını hedeflediklerini belirterek, “Atık su arıtma tesislerinin etkin çalıştırılmasını ve doğal kaynakların korunmasını sağlamak için, atık su arıtma tesislerinin enerji giderlerinin yüzde 50’si kadarını biz karşılıyoruz. Bu kapsamda, 2011-2015 yıllarında atık su arıtma tesislerine toplam 156 milyon lira üzerinde ödeme yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Bugünkü protokolümüz de bunun en önemli örneğidir.” diye konuştu.
Bu haber kamu yararına paylaşılmıştır.