Röportaj Konuğu : Dr.Atilla Çelik
ÇEKÜD: Efendm sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
ÇELİK: Ben Dr. Atilla ÇELİK. Maden Mühendisiyim. Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü’nde Proje Koordinatörüyüm.
ÇEKÜD: Teşekkür ediyoruz. Enstitünüz ve yapmış olduğunuz çalışmalar hakkında kısaca bilgi verebilirmisiniz?
ÇELİK: Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı bir kuruluş olarak 2003 tarihinde kuruldu. ODTÜ bünyesinde bir yerleşkeydi. Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü proje bazlı çalışan Üniversitelere, kamu kuruluşlara ve özel sektöre proje veren ve bor muhteva eden ürünlerin üretilmesine yönelik olarak kurulmuştur.
ÇEKÜD: Atilla bey, kamuoyu bor ile birçok senaryo duyuyor. Bor aslında nedir? Ülkemizde ki bor miktarı nedir? Dünya ölçeğinde ki ortalaması nasıldır? Enerji verimliliği açısından bir değerlendirmesini yapabilir misiniz?
ÇELİK: Bu önemli bir soru. Teşekkür ediyorum. Özellikle Dünya rezervinin %72’si ülkemizde bulunuyor. Rezervlerimiz; Balıkesir – Bigadiç’de kolemanit ağırlıklı, Eskişehir-Kırka’da tinkal minerali ağırlıklı bulunuyor. Bor genel olarak Balıkesir bölgesinde yoğunlaşmış durumda esasında. Kütahya – Emet’te yine kolemanit ağırlıklı ve bir de Bursa – Kestel’de var. Bor pazarı Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü tekelinde bulunmaktadır. Eti Maden İşletmeleri 500 milyon dolarlık pazar ile ilk sırada yer alıyor. Ancak dünya uç ürün sektöründeki pazar malı 45–50 milyar dolar civarında. Özellikle teknolojik ürünler dediğimiz bor, uç ürünlerinden elde edilen kimyasalların kullanımı büyük bir paya sahip. Biz de bu pazar payından belli bir rakama ulaşmak hedefindeyiz. Proje bazlı çalışmalarımız devam ediyor. Ürettiğimiz ürünlerin bir kısmı da sanayileşmiş durumda.
ÇEKÜD: Ülkemizde borun kullanım alanları nerelerdir, hangi sahalardır?
ÇELİK: 1000’e yakın kullanım alanları var. Tarım, metalurji ve enerji, özellikle hidrojen enerjisi elde etmede kullanılıyor. Onun dışında deterjan sanayiinde, tekstil sanayiinden inşaat malzemelerine kadar birçok kullanım alanı mevcut.
ÇEKÜD: Peki, proje bazlı çalışmalar yürüttüğünüzü söylediniz. Şu anda daha spesifik, gündem oluşturabilecek projeleriniz var mı?
ÇELİK: Özellikle saf bor üretimi, roket yakıtlarında menzil artırıcı katkı maddesi olarak ve uzay mekiği yakıtlarında kullanılan ham maddenin üretimiyle ilgili pilot bir üretim gerçekleştirdik. Bu maddenin tonu da 1 milyon dolar civarında. Tabi bizim amacımız bu ürünleri üretebilmek. Kendimiz üretebilmek ve teknolojisine sahip olabilmek.
Onun dışında sodyum borhidrür dediğimiz hidrojen enerjisi elde etmeye yönelik ürün Tübitak MAM ve Bor Araştırmaları Enstitüsünün koordinatörlüğünde üretilmiş durumda. Buna benzer birçok çalışmamız var. Özellikle zırhlamada kullanılan bor karbür üretimi, izolasyon malzemesi üretimiyle ilgili fabrikasyon çalışmaları gerçekleştirildi.
ÇEKÜD: Projelerden bahsetmişken muhakkak savunma sanayii ile alakalı projelerinizde var.
ÇELİK: Tabii var. Zırhlamada kullanılıyor. Bornitrür özellikle tankları zırhlamada kullanılıyor. Biz enstitü olarak zırh plakaları oluşturduk, ürettik. Şu an bunların modifiyesi üzerine çalışılıyor.
ÇEKÜD: Peki ülkemizde bora olan ilgi ne düzeyde? Yeterli destek sağlanabiliyor mu?
ÇELİK: Ne yazık ki ilgi istediğimiz boyutta değil. Özellikle sanayicilerimizin bor konusuna alaka göstermesini istiyoruz. Neticelenmiş olan projelerin ülke sanayisine aktarılması için özel sektörün bora ilgi göstermesi gerekiyor. En büyük rezerv bizde fakat yeteri kadar değerlendiremiyoruz. Bu değerlendirilerek ülkemizde katma değer olarak dönmeli. Bizler de aldığımız manevi destekle daha güzel çalışmaları hayata geçirebiliriz.
ÇEKÜD: Bir de son olarak şunu sormak istiyorum. Dünya’daki petrol rezervlerinin tükenmek üzere olduğu devamlı söyleniyor. Alternatif olarak da hemen bor karşımıza getiriliyor. Bunun gerçekliği nedir? Yakıt olarak kullanımı mümkün mü?
ÇELİK: Bu gerçekten en mühim noktalardan birisidir. Borun en önemli özelliklerinden bir tanesi de bünyesinde bulunan hidrojendir. Şimdi petrol hakkında bir öngörü var. 70 yıl civarında bir ömrünün olduğu söyleniyor. Çünkü tüketilen kaynaklar yenilenebilir kaynaklar değiller. ABD’nin hidrojen enerjisini elde etmek, kullanmak için birçok çalışma yaptığını görüyoruz. Bor hidrür dediğimiz türden hidrojeni alabiliyoruz ve bu hidrojeni yakıt pilleriyle beraber hem mekanik enerjiye hem de elektrik enerjisini dönüştürebiliyoruz. Bu teknoloji için biraz daha zamana ihtiyacımız var. Ama bu teknolojiyi biz ilerletmeli ilk biz kullanmalıyız. Çünkü bor bizde.
ÇEKÜD: Konuyla ilgili çalışmalar ne durumda?
ÇELİK: TÜBİTAK MAM ile yaptığımız proje kapsamında sodyum bor hidrürü ürettik. Tonu 90 – 100 bin dolar civarında. Biz bu malzemeyi şu anda pilot ölçekte üretebiliyoruz. Ürettiğimiz bordan yani sodyum bor hidrürden de hidrojen enerjisini alabiliyoruz şu anda. Bu malzemeyi kullanacak araç çalışmaları da hızla devam ediyor. Bu araçlar hibrit dediğimiz temiz, çevreci ve kaynağıda bizde bolca bulunan bir yakıtı tüketiyor.
ÇEKÜD: Efendim çok teşekkür ediyoruz. Çalışmalarınızda başarılar diliyoruz.
ÇELİK: Ben size teşekkür ediyorum. Böyle önemli bir konuda bizimle röportaj yaptığınız için.