17 Haziran Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü
Birleşmiş Milletler (BM), 1994 yılı Aralık ayında aldığı kararla, 17 Haziran tarihini “Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü” olarak ilan etmiştir.
Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen “Ekosistem Tabanlı Uyum Yılı’nın sloganı da “Toprak Geleceğindir, İklime Dayanıklı Hale Getirelim” olarak belirlenmiştir.
Kuraklık, erozyon ve çölleşme sonucu kaybedilen toprak, insanlığın ortak geleceğinin tehlikeye girmesi demektir. 110 ülkede yaşayan 1,2 milyar insan ve 4 milyar hektardan fazla arazi çölleşme tehdidi altındadır.
Toprağın Dünya’daki yaşamın temeli ve 2 milyardan fazla insanın geçim kaynağıdır. BM verilerine göre her yıl 12 milyon hektar verimli alan, yanlış kullanım nedeniyle çölleşmeye maruz kalmaktadır.
Çölleşme; kurak, yarı kurak ve yarı nemli alanlarda iklim değişmeleri ve insan aktiviteleri sonucunda oluşan arazi bozulması olarak tanımlanmaktadır.
Ülkemizde tarım alanlarının yüzde 59’unda, orman alanlarının yüzde 54’ünde ve mera alanlarının yüzde 64’ünde aktif erozyon görülmektedir.
Her yıl 182 milyon ton verimli üst toprak sediment halinde akarsular tarafından taşınmaktadır.
Toprağa aşırı ekim toprağın yorulmasına neden olmakta, aşırı otlatma erozyonu önleyen bitki örtüsünü yok etmekte, plansız sulama ise ekim alanlarının tuzlanmasına neden olmakta ve yılda 500 bin hektar toprağın çölleşmesine yol açmaktadır. Ayrıca bilinçsiz gübreleme toprağı verimsiz çorak araziler haline getirmektedir.
Kuraklık, erozyon, toprağın bozunumu ve çölleşme sonucu kaybedilen toprak, ortak geleceğimizin tehlikeye girmesi demektir.
Yaşamın devamı için zorunlu olan toprak ve su gibi olmazsa olmaz doğal kaynaklarımızın korunması ve amacına uygun kullanılması son derece önemlidir.
Bu yüzden,tarım ve orman arazilerinin amaç dışı kullanımı engellenmeli; ağaçlandırma ve erozyon kontrolü çalışmalarına ağırlık verilmeli, erozyon kontrolü ve çayır/mera ıslahı için gerekli finansman sağlanmalı, sulak alanlar ve biyolojik çeşitlilik korunmalı, ürün ve arazi planlaması yapılmalıdır.