16-18 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilen,2.Uluslararası Nehir Havzaları üst Düzey Sempozyumunda , Yönetim Kurulu Üyelerimiz İbrahim Yavuz Zarifoğlu ve Mehmet Dikici ÇEKÜD’ü temsil ettiler.
Kapadokya Dedeman Otel’de gerçekleştirilen sempozyuma; Eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, Orman ve Su İşleri Bakan Yardımcısı Nurettin Akman, Nevşehir Valisi Abdurrahman Savaş, Elçi Müsteşar AB Türkiye Delegasyon Başkan Yardımcısı Bela Szambati, Dünya Su Konseyi Genel Müdürü Henk Sterk, Hollanda Büyükelçisi Joun Paul Dırkse, İspanya Büyükelçisi Cristibal Gonzales, Uluslar arası Su Ofisi Genel Müdürü Jean Prancois Donzier, Avrupa INBO Dönem Başkanı Prof. Dr. Ahmet Mete Saatçi, Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürü Prof. Dr. Cumali Kınacı, Nevşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Filiz Kılıç, Nevşehir Belediye Başkanı Hasan Ünver ve Azerbaycan, Yunanistan, Danimarka, Fransa, Yunanistan, Hollanda, İspanya ve Portekiz’den konuyla ilgili uzmanlar katıldı.
Yönetim kurulu üyelerimiz , yerli ve yabancı ülke bakan ve büyükelçileri ile de görüşüp, ÇEKÜD’ün tanıtımı konusunda bir dizi faaliyette bulundular.
Su yönetimi Genel Müdürü Prof. Dr. Cumali Kınacı, ÇEKÜD’ün son zamanlarda özellikle kamu yararı statüsü almasıyla birlikte yıldızının parladığını ve faaliyetlerini yakinen takip ettiklerini belirtti.
Avrupa INBO Dönem Başkanı ve Türkiye Su Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Mete Saatçi , çevre sorunlarına karşın , popülist yaklaşımlar sergilemeyen ÇEKÜD’ün, çevre bilinci oluşturma yönündeki gayretlerini takdirle karşıladıklarını belirtti.
Nevşehir Valisi Abdurrahman Savaş, ÇEKÜD’ün çalışmalarından haberdar olduğunu ve sempozyuma katılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Uluslar arası Su Ofisi Genel Müdürü Jean Prancois Donzier ise bir sivil toplum örgütü olan ÇEKÜD’ün üst düzey 2.Uluslararası Nehir Havzaları Sempozyumuna katılımının çok anlamlı olduğunu belirtti.
Dışişleri Eski Bakanı Yaşar Yakış ve Orman ve Su İşleri Bakan yardımcısı Dr.Nurettin Akman ile, Ürgüp Başdere beldesindeki ağaç dikim töreninde görüşen temsilcilerimize, her iki bakan da ÇEKÜD’ün bu üst düzey yöneticiler sempozyumuna katılmasından duyduğu memnuniyeti belirttiler.
Türk sanat müziği faslı ve sema gösterisi ile başlayan sempozyumun açılış konuşmasını yapan Su Yönetimi Genel Müdürü Prof. Dr. Cumali Kınacı, Türkiye’de son 10 yılda su yönetimi anlayışının değiştiğini ve daha önceki yıllarda suyun ihtiyaca göre yönetimi mevcut iken bu anlayışın AB süreci ile sona erdiğini ve artık su ihtiyacı ve miktarı dikkate alarak yönetim planlaması yapıldığını kaydetti. Artık Türkiye’de su kalitesinin korunarak tahsisi yapılması için ciddi adımlar atıldığını ve bu konuda bu uygulamayı daha önce gerçekleştiren ülkelerin deneyimine ihtiyaç duyduklarını söyleyen Prof. Dr. Kınacı, “Türkiye’de 2011 yılında Su Yönetimi Genel Müdürlüğü kuruldu. Bu genel müdürlük sadece suyun yönetimi ile ilgili çalışmalar yapıyor. Genel müdürlüğümüz kuruluşunun ardından havza yönetim esasına dayanak teşkil edecek yasal düzenlemeler hazırladı.Bunun için değişik kesimlerinde görüşleri alındı. Kısa sürede bakanlar kuruluna sunulacak. Bunun yanında çok sayıda yönetmelikte hazırlanmış durumda. Bundan böyle Türkiye’de su sadece miktar olarak değil kalite olarakta korunacak. Bunun için suyu kullanan tüm kesimlerin üzerine düşeni yapması gerek” dedi.
Daha sonra konuşan Avrupa INBO Dönem Başkanı Prof. Dr. Ahmet Mete Saatçi ise, su havzalarının önemi ve Türkiye’de su havzalarının korunmasına yönelik çalışmalar hakkında katılımcılara bilgi verdi.
Türkiye’de 25 nehir havzası bulunduğunu ve bunların hem Türkiye hem de komşu ülkeler için büyük öneme sahip olduğunu kaydeden Prof. Dr. Saatçi, Türkiye’nin bu havzaları korumak için son yıllarda ciddi yatırımlar yaparak çok sayıda arıtma tesisi inşa ettiğini vurguladı.
Türkiye’nin su arıtılması konusunda son dönemde yaptığı başarılı çalışmaların takdir topladığını söyleyen Prof. Dr. Saatçi, yatırımların önümüzdeki yıllarda da sürmesinin beklendiğini belirttiler.
“ÜLKELER SU KONUSUNDA BİRLİKTE HAREKET ETMEYE BAŞLADI”
Uluslararası Su Ofisi Genel Müdürü Jean Prancois Donzier ise, son yıllarda su konusunda yaşanan ciddi sıkıntılarla birlikte dünya ülkelerinin su konusunda birlikte hareket etmeye başladığını ve bu sayede önemli kazanımlar elde edildiğini söyledi. Bu kapsamda Nevşehir’de düzenlenen sempozyumun büyük öneme sahip olduğunu söyleyen Donzier, Türkiye’nin diğer AB ülkelerinden su kaynaklarının korunması için önemli deneyimleri paylaşabileceğini vurguladı.
Dünya Su Konseyi Genel Müdürü Henk Sterk de Türkiye’nin coğrafik yapısından dolayı oldukça kurak bölgelere sahip olduğunu belirterek buna Kapadokya ve Konya’yı örnek gösterdi. Bu bölgelere karşın Karadeniz’in oldukça nemli bir yapıya sahip olduğunu ifade eden Sterk, bu kapsamda mevcut su havzalarının korunmasına yönelik çalışmalar yapılması gerektiğini vurguladı.
Türkiye’de su havzalarına yakın bölgelerdeki endüstriyel sanayinin son dönemde ciddi bir gelişim gösterdiğini ve bununda beraberinde bir takım sorunları ortaya çıkardığını kaydeden Sterk, su havzalarının korunması için atık su arıtma tesislerinin yapılması gerektiğini aktardı.
Türkiye’nin nehir havza yönetim anlayışını benimsemesini oldukça olumlu bir gelişme olarak gördüklerini belirten Sterk, “Bu planların başarılı olması için öncelikle iyi bir organizasyon şart. Bu amaçla Su Yönetimi Genel Müdürlüğünün kurulması çok iyi bir gelişme. Tabii ki uluslararası iş birliği de çok önemli. Türkiye şu anda AB ülkeleri ile iş birliği yapıyor. AB ülkelerindeki konunun uzmanları buraya gelerek deneyimlerini paylaşıyor. Ben Türkiye’nin su politikalarında başarıya ulaşacağına inanıyorum” diye konuştu.
“SU TÜKETİMİNDEKİ ARTIŞ NÜFUS ARTIŞINDAN DAHA YÜKSEK”
Orman ve Su İşleri Bakan Yardımcısı Nurettin Akman, dünyada su tüketimindeki artışın genel nüfus artışından daha yüksek olmasının su kaynaklarının sosyoekonomik ve stratejik önemini giderek artırdığını söyledi. Su kaynakları, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin muhtemel tesirleri yönünden en riskli alanlarından biri olduğunu ifade eden Akman, “Bilindiği üzere insan ve diğer bütün canlılar ile ekosistem için büyük önem arz eden su kaynaklarının miktarı ile kalitesinin korunmasının ve sürdürülebilirliklerinin sağlanması hayati önem arz etmektedir. Yağış dağılımı düzensiz olan Türkiye su zengini bir ülke değildir.
Ülkemizde kişi başına yıllık tüketilebilir su potansiyeli ise 1600 metreküp civarındadır. Su kaynaklarının korunması ve geliştirilmesine yönelik çalışmalar ve uzun vadeli planlamalar yapılmadığında ve gerekli tedbirler alınmadığı takdirde yakın gelecekte su problemleri yaşamaya aday bir ülke olabilir. Bu sebeple mevcut su kaynakları potansiyelimizi koruma kullanma dengesi çerçevesinde sürdürülebilirliğinin sağlanması için nehir havzası bazında yönetilmesi önem arz etmektedir” dedi.
Ülke olarak su yönetiminin temelini artık havza anlayışının oluşturduğunu belirten Bakan Yardımcısı Akman, Türkiye’de 25 nehir havzası bulunduğunu ve havzaların yıllık ortalama akışlarının 186 milyar metreküp olduğunu ifade etti. Havzalar için koruma eylem planlarının hazırlandığını ve 11 havzanın planının tamamlandığını, 5’inin güncellendiğini ve 9 havzada ise çalışmaların devam ettiğini söyleyen Akman, “Bunların da 2013 yılında tamamlanması planlanıyor.
Havza bazında yapılan çalışmaları bizzat takip ediyoruz. Tabidir ki dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de su konusu iyi bir koordinasyon gerektirmektedir. Bakanlık olarak biz üzerimize düşeni yapıyoruz. Uygulama noktasında da belediyelerimizin, yerel yönetimin, ilgili tüm tarafların elini taşın altına koyarak üzerine düşeni yapması planların hayata geçirilmesinde ve etkinliğinde son derece önemli bir faktördür. Bakanlığımız tarafından bu konuda gerekli desteklerde sağlanmakta ve gelişmeler etkin bir şekilde takip edilmektedir” diye konuştu.