Röportaj Konuğu : Veysel Eroğlu
Çevre ve Orman Bakanı Eroğlu ÇEKÜD’ün sorularını cevaplandırdı ÇEKÜD Çevre ve Orman Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu’nu web sitesine konuk etti.
ÇEKÜD Sayın Bakanım. Göreve geldiğiniz günden bu güne çevre yatırımları, orman gelişimini artırıcı çalışmalar hakkında çalışmalarınızı anlatır mısınız?
SN. EROĞLU: Bendeniz bir Çevre profesörü olarak “çevre”ye çok büyük bir ehemmiyet veriyorum. Esasaen Ağustos 2007’de vazifeye başladığımda verdiğim ilk talimatlar, her konuda derhal 5 yıllık eylem planları yapılması olmuştur. Nitekim bu maksatla hazırlanan; “Katı Atık Eylem Planı”, “Atıksu Arıtma Eylem Planı”, “İçmesuyu Eylem Planı”, “Sulama Eylem Planı”,” Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Eylem Planı” gibi plan ve programlar bunlardan bazılarıdır.
Ben şahsen başarıya ulaşmanın temel unsurlarından birisinin büyük düşünmek, plan ve program yapmak ve onları her devrede takip etmekten geçtiğine inanıyorum. Nitekim tarafımca uygulanan 7T prensibi ile hedeflerimizi yakalıyor hatta aşıyoruz. Bunları kısaca hülasa edecek olursak:
* Katı atık yönetiminde büyük ilerleme kaydettik. 2003 yılında sadece 15 olan katı atık düzenli depolama tesisi sayısını bugün itibariyle 41’e çıkardık ve 32 milyon kişiye hizmet verir hale geldik.
* Hazırlanan Katı Atık Eylem Planı ile 2012 yılına kadar bu sayıyı 130’a çıkartarak, 57 milyon kişinin atıklarını düzenli şekilde bertaraf edeceğiz.
* Çevrenin korunması açısından önemli bir yer tutan atık suların arıtılması hususunda büyük bir mesafe kaydedilmiştir. 2003 yılında 278 belediyenin atık suyu arıtılırken, bugün bu rakam 466’ya yükselmiştir. Hedefimiz; 2010 yılında 510 belediyede atık su arıtımı sağlayarak, toplam belediye nüfusunun % 73’ünün atık sularının arıtılmasıdır.
* 2003 yılında 16 olan hava kalitesi ölçüm istasyonu sayısını bugün 116’ ya çıkarmış bulunmaktayız. Ayrıca değişik bölgelere temiz hava merkezleri kurulması sağlanmıştır.
* Havza bazında entegre koruma planları yapılması yoluyla bütün gelişmelere ve kullanımlara kontrollü bir şekilde yön verilmesi açısından; 25 akarsu havzasında “Havza Koruma Eylem Planları”nın hazırlanması için havzalarda önceliklendirme çalışması yapılmıştır.
* Yıllardır göz ardı edilen Kyoto Protokolüne, insana ve çevreye verdiğimiz değerin bir göstergesi olarak 26 Ağustos 2009 tarihinde resmen taraf olduk.
* AB müzakerelerinde “Çevre Faslı”, Türkiye’nin açılış kriterlerini yerine getirmesi üzerine, 21 Aralık 2009 tarihinde İsveç’in AB Dönem Başkanlığı’nda müzakereye açılmıştır. Bu ülkemiz açısından oldukça önemli bir gelişmedir.
* Malumunuz önceden çevre izinleri ayrı ayrı alınmaktaydı. Su için ayrı, katı atık bertaraf tesisi için ayrı. 1 Nisan 2010 tarihi itibariyle tek bir çevre izni verilmesi uygulamasına geçtik.
* Bu sistemde; işletmeler tek bir noktadan elektronik ortamda izin ve lisans başvurusu yapacak, bu başvurular Bakanlığımız tarafından incelenerek uygun bulunması durumunda yine tek bir noktadan onaylanacaktır. Başvurularda basılı ve ıslak imzalı evrak ve dosya istenilmeyecektir.
* 1 Nisan itibari ile pilot olarak belirlenen Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Çanakkale, Eskişehir, Aydın, İzmir, Kayseri, Kocaeli, Manisa, Sakarya, Konya ve Samsun illerimizde elektronik izin ve lisans uygulamasına başlanılmıştır.
* 1 Temmuz 2010 tarihinden itibaren de bütün illerimizde elektronik uygulamaya geçilecektir.
* 2003 yılına kadar ülkenin 1/100.000’lik Çevre Düzeni Planlarının ancak %5.5’i tamamlanabilmiş iken bu çalışmalara hız verilerek şu anda ülke topraklarımızın %65’i planlanmıştır.
* “2008–2012 yıllarını kapsayan “Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberliği Eylem Planı” ile toplam 2 milyon 300 bin hektar sahada ağaçlandırma, erozyonla mücadele ve ormanların iyileştirilmesi çalışmaları yapılarak, 2 milyar 500 milyon adet fidan dikilmesi planlanmıştır. 2008 ve 2009 yıllarında %100’ün üzerinde bir gerçekleşme sağlanmıştır. Eylem planı neticesinde Trakya büyüklüğünde, diğer bir ifadeyle yaklaşık Belçika yüz ölçümü kadar bir alan ağaçlandırılmış olacaktır.
* 1973’de 20,2 milyon hektar olan orman varlığımız 1,2 milyon hektar artarak 2009 yılı sonunda 21,4 milyon hektara çıkmıştır.
* Türkiye aynı iklim şartlarına sahip olduğu Akdeniz kuşağındaki ülkelere göre yangınla mücadele konusunda da gayet başarılıdır.
* Yeni hayata geçirdiğimiz ve kısaca YARDOP olarak adlandırılan Yangına Dirençli Orman Projesi ile artık yanan orman alanları, eski türlerin yanında keçiboynuzu, incir, dut gibi yangına daha dirençli ağaçlarla da kaplanacaktır. Yanan alanın iklim ve bitki örtüsü şartlarına göre seçilecek türler bölge insanına ekonomik açıdan gelir de sağlayacaktır.
* Bu güne kadar Bakanlığımızca, 41 adet Milli Park, 42 adet Tabiat Parkı, 31 adet Tabiatı Koruma Alanı, 105 adet Tabiat Anıtı; 14 adet Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilmiştir.
* 2007 yılında başlattığımız ve dünyada da ilk kez kurulan bir sistem olan “Nuh’un Gemisi” Projesi ile sahip olduğumuz biyolojik çeşitlilik anında izlenebilecektir.
* İlk defa 2003 yılında “Her İlde Bir Kent Ormanı Projesi “ başlatılmıştır. Bugüne kadar 57 il ve 13 ilçede olmak üzere 73 adet Kent Ormanı açılışı yapılmıştır.
* Son 5 yılda 110 mesire yeri halkımızın hizmetine sunulmuştur.
ÇEKÜD: ÇEKÜD olarak yoğun bir fidan dikim kampanyası süreci içerisindeyiz. Çevre ve Orman Bakanlığı da merkez teşkilatı ve illerde ki hizmet birimleri ile aktif bir çalışma yürütüyor. Son 10 yılda ülkemizde dikimi gerçekleştirilen fidan sayısı nedir. Her yıl bu rakam ne olmalıdır.
SN. EROĞLU: Ağaçlandırma seferberliği ile birlikte hem fidan üretimi ve hem de fidan dikimi artmıştır.Hükümetimizden önceki on yılda yıllık ortalama 75.000 hektarlık alanda ağaçlandırma ve bozuk ormanların ıslahı yapılmakta iken bu miktar 2009 yılında 501.000 hektara yükseltilmiştir. Bu değer, bir rekordur. Yani 7 kat artış sağlanmıştır. Buna paralel olarak da fidan üretimi artırılmıştır. 2002 yılında 117 milyon fidan üretilmiş iken 2009 yılında bu değer 529 milyona çıkarılmıştır.
Her yıl dikilen fidan miktarı yıllık programlara bağlı olarak değişmektedir. Ağaçlandırma Seferberliği Eylem Planına göre, her yıl ortalama 485.000 adet fidan dikilmesi planlanmaktadır.
ÇEKÜD: Su havzaları açısından ülkemizin hangi bölgelerinde daha yoğun bir fidan dikimi, ağaçlandırma verimi açısından daha uygun olacaktır?
SN. EROĞLU: Su havzalarında; sulama ve hidrolojik maksatlı çalışmalar yapılması gerektiğinden erozyonu önlemeye yönelik Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki su havzalarında çalışma yapılması uygun olacaktır.
ÇEKÜD: Çevre ve Orman Bakanı olarak çalışmalarınızda sivil toplum kuruluşları ile de işbirliği yapıyor, STK’ların çalışmalarına Bakanlık olarak destek veriyorsunuz. Sivil Toplum Kuruluşları’ndan Çevre adına neler bekliyorsunuz?
SN. EROĞLU: Çevre ve Orman Bakanlığı olarak bütün bu çalışmalarla gayemiz; daha yeşil, daha güzel, daha temiz ve daha yaşanabilir bir Türkiye hedefini gerçekleştirmektir. Bu hedefe ulaşmak için var gücümüzle çalışıyoruz.
Ülkemizin %27,2 si ormanlarla kaplıdır. Ancak bu ormanlarımızın %50’si ıslaha muhtaçtır. Hedefimiz ormanlarımızı en kısa sürede ıslah etmek ve artırmaktır. Bu gayeyle, Cumhuriyet tarihimizin en büyük Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberliği ilan edilmiş ve Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberlik Eylem Planı hazırlanmıştır.
2008 yılında Eylem Planı hedefi 420.000 hektar iken Bakanlığımız ile diğer Bakanlıklar, kurum ve kuruluşlar, mahalli idareler, sivil toplum kuruluşları, medya, diğer bir ifadeyle halkımızın destek ve katılımıyla 463.000 hektar alanda 2009 yılında ise 501.384 hektar alanda çalışma gerçekleştirilmiştir.
Türk Eczacılar Birliği (TEB), Laster, Petder, Taşınabilir Pil Üreticileri ve İthalatçıları Derneği (TAP) ile protokoller imzalayarak ülke genelinde kampanyalar başlattık. Bunların bir kısmını hayata geçirdik. Bir kısmının çalışmaları devam etmektedir.
Atıkların Kaynağında Ayrı Toplanması (AKAT) Platformu ile de İyi Niyet Protokolü imzaladık. Bu protokolle de Türkiye genelinde, bütün atıkların çevreye ve insana olası zararlarını yok etmek ve atıkları değerlendirme yoluyla ekonomiye ve tabiata yararlı olacak şekilde geri kazanmak veya geri dönüştürmeyi hedefliyoruz. Unutmayalım çevre hepimizin mesul olduğu bir alan. Biz ne kadar mevzuat değişikliği yaparsak yapalım, halkımızın ve STK destek vermediği çalışmaların başarıya ulaşma şansı yok. Bu çerçevede STK’lara büyük vazife düşmektedir.
Biz Bakanlık olarak üstümüze düşeni yapıyoruz. STK’lardan da çalışmalarımızda bizlere destek olmasını bekliyoruz.
Gayemiz, daha temiz bir çevre için, kaynaklarımızın israf edilmeden verimli kullanılması ve bilinçli toplum oluşturulmasını sağlamaktır.
ÇEKÜD: Sayın Bakanım, ÇEKÜD’ün web sitesinde yayınlanmak üzere sorularımıza verdiğiniz kapsamlı cevaplar ve çalışmalarınız için teşekkür ederiz.