İyisiyle, kötüsüyle bir seçimi daha atlattık, elimiz yüreğimizde acaba derinlerden bir el ülkeyi karıştıracak mı endişesiyle gittiğimiz seçimden herhangi bir vukuat olmadan kurtulduk. Kurtulduk kurtulmasına da acaba hiç düşündük mü bizler; bu seçimler bir sürü afiş, bayrak, el ilanı gibi materyallerin gelişi güzel etrafa dağıtılmadan, duvarlara, ağaçlara, direklere yapıştırılmadan, dolayısıyla çevre kirletilmeden yapılamaz mıydı? Sosyal medyada cadde-sokakların türkü bara dönüştüğünden yakınan birinden tutun, seçim sonrası en az iki yıl çevreden silinmeyecek kirliliklere kadar bir sürü olumsuzluk olmaksızın bu seçimleri yapma imkânımız yok mudur?
Ülkemiz maalesef kendi kültürünü bırakmış, batıyla doğu arasında gelgitler yaşayan bir ülke görünümünden kendini bir türlü kurtaramadı. Tıpkı keklik gibi yürümeye çalışıp ta kendi yürüyüşünü unutan karga misali her şeyimiz ayıplanacak vaziyete geldi, ne batıya benzeyebildik, ne Osmanlı olduk… Bin yıllık bir medeniyetin mensuplarının 90 yıl genleriyle oynanmasıyla böylesine dağılması gerçekten hayret verici bir durumdur. Hâlbuki komünizm esaretinde asimilasyona uğrayan ırkdaşlarımız bile bizler kadar bozulmadı ne yazık ki…
Bir partinin propaganda sorumlusu geçen seçimlerde bastırdığı bayrakları uç uça eklediğiniz takdirde Hatay’dan İstanbul’a ulaşacağını söylüyordu. Şapkalar, el ilanları, konvoylarda harcanan akaryakıta giden meblağlarla binlerce dönüm ağaçlandırma yapmak mümkün iken bunlar gelişigüzel dağıtılarak yerlere savrulmasına yol açılıyor. Bir miting sonrası, ya da seçim esnasında çevrenin manzarası gerçekten iç acıtıcı durum arz etmektedir. Muhtar adaylarının verdiği oy pusulaları daha okulun girişinde elinizde bir tomar birikiyor. Oy vereceksiniz zaten orada bu pusulalardan varken elinizdekiler ne olacak deyip gelişigüzel ortalığa savurmalar o yeni inşa güzelim binayı resmen çöplüğe çevirmişti. Oysa kağıt ülkemize yeterli üretemediğimiz için dövizle ithal ettiğimiz ürünlerdendir. Yani hangi tarafından bakarsanız bakın zarar üstüne zarar…
Seçimlerde faydalı şekillerde propaganda şekilleri pekâlâ yapılabilir. Hatay’da bazı adaylar biz ormancılarla işbirliği içerisinde caddelerde insanlara fidan dağıttılar. Bunun gibi değişik güzellikler düşünülebilir. İnsanların evlerinde kullanabileceği çevre kirliliğini önleyen ürünler; örneğin partilerin amblemini vs içeren çöp poşetleri, evlerde sürekli kullanılan değişik evsel ürünler çevreyi kirletmeden her an insanların gözlerinin önünde olmasıyla çok daha faydalı olabilir.
Önümüzde, birleştirmedikleri sürece ard arda gelen birkaç seçim olacağı açıktır. En azından bundan sonraki seçimleri, ülkenin maddi birikimini boşa harcamadan, hammadde kaynaklarını israf etmeden geçirmemiz mümkündür. Bugünkü teknolojik imkanlar, sosyal iletişim yolları buna son derece uygun hale gelmiştir. 35 milyon internet kullanıcısı olan Türkiye eski propaganda usullerinden derhal kurtulacak teknik ve sosyal altyapıya sahiptir. Yeter ki birbirimize olan sevgi, saygı ve kardeşlik duygularımızı güçlendirelim, vatanımıza olan bağlılık duygularımızı perçinleyelim. 1950’lerde şimdiki Irak gibi yerle bir edilmiş olan Almanya kendini yeniden inşa edip bugün süper bir devlet haline geldiyse, o kadar büyük bir servetin mirasçısı olan ülkemizin 80-90 yılda yeniden şahlanması neden mümkün olmasın? Seçimlerin aramızdaki kavga, tartışma ve ayrışmalar yerine birlik, beraberlik, tanışma ve dostluklara vesile olması dileğiyle…
15.04.2014
Recep AYDÖNER