Alışveriş Yapmama Keyfi
Alışveriş Yapmama Keyfi
Sanayi devrimiyle birlikte ortaya çıkan yeni dünya düzeni, insanların yaşam biçimini ve amacını farklı bir boyuta taşımıştır. Küresel ekonominin ve dünya pazarının gelişmesiyle yeni bir toplum biçimi olan tüketim toplumu oluşmuştur. Tüketimin sonucunda ortaya çıkan atıklarla çevreyi direkt veya dolaylı olarak kirleten insanoğlu, kendi geleceğini de tüketmektedir.
Günümüz pazarlama anlayışında seri üretim sisteminin yerine esnek üretim sistemi getirilerek piyasadaki ürünlerin çeşitliliği arttırılmış ve aynı zamanda üretilen ürünlerin kaliteleri düşürülmüştür. Bunun sonucunda insanlar sürekli bir tüketim arayışına girmiş ve alışveriş yapmaya bağımlı hâle getirilmiştir.
Satın alınan ürünlerin işlevlerinden ziyade, taşıdıkları anlamlar ve gösterilmeye çalışılan sembollerin değer kazandığı tüketim toplumunda reklam, moda ve AVM’ler gibi özendirici unsurlarla ihtiyaç dışı alışverişler gerçekleşmektedir. Özellikle günümüzde yaygınlaşan e-ticaret ile insanlar gardrop dolusu kıyafete sahip olmuştur. Bu kıyafetlere sahip olma sürecinde, deneme fırsatı olmadığı için satın almak istedikleri kıyafetin birkaç bedenini ve rengini sipariş edip sonra da iadesini yapan insanlar, kargo arabalarının karbon salınımına da sebep olmaktadır.
İhtiyaç dışı alışverişler yaparken insanlar, çevreye verilen zararı göz ardı etmektedir. Popülerliği artan kullan-at ürünleri, fastfood yiyecekler ve modası geçen kıyafetler; atmosferde sera gazlarına, denizlerde mikro plastik oluşumlarına neden olurken üretimleri için litrelerce su harcanarak kuraklığa da kapı aralamıştır. Bunun sonucunda doğal su kaynaklarının yetersiz hâle gelmesi kaçınılmazdır.
Çevre kirliliğine dur demek için dünya genelinde çalışmalar yapılmakta, alışveriş yapmama günü gibi toplumsal farkındalıklar oluşturulmaya çalışılmaktadır. Bu faaliyetler kirliliği önleme konusunda kesin çözüm olarak görülmese de insanları teşvik edici bir role sahiptir. Geri dönüşü olmayan çevresel sorunlarla karşılaşmamak için asıl yapmamız gereken şey, tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmektir. Buna kullandığımız eşyaların sürdürülebilir olmasıyla başlayabiliriz. Örneğin dışarı çıkarken çantamızda termos veya matara taşıyarak pet şişe, karton bardak kullanımına son verebiliriz veya eskimiş kıyafetlerden tasarımlar oluşturarak geri dönüşüme katkı sağlayabiliriz.
Sonuç olarak satın aldığımız her bir ürünün sebep olduğu karbon ayak izini, su ayak izini ve plastik ayak izini düşünerek alışveriş yapmamayı bir keyif haline getirdiğimizde çevre kirliliğini önlemenin yanında doğal kaynakların hızlı tüketimi de engellenmiş olacaktır.
Yazar: ÇEKUD Gönüllüsü R. Sena ÇALIŞKAN