Türkiye’de 500 bin elektrik abonesi, elektriğini istediği enerji ticareti şirketinden alıyor. Sanayi şirketlerinden ticaret ofislerine, sitelerden yoğun kullanan ailelere kadar uzanan bu liste her geçen gün artıyor.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) 4500 kilovatsaat tutarındaki aylık fatura sahiplerine istediği yerden elektrik alma hakkı veriyor. 2015 yılı sonuna kadar da bu kullanım miktarını sıfırlayacak ve herkes elektriğini istediği yerden alacak.
Enerji için büyük yatırımlar yapıyoruz ve petrol ile doğalgaz için de cari açığımızı etkileyecek boyutta para ödüyoruz.
Türkiye’deki ve dünyadaki enerji yapısını anlamazsak, daha ucuz elektrik konusundaki her söylem spekülasyon sebebi olabilir.
Liberal bir enerji piyasası oluştuğu takdirde, enerji maliyetlerinin de sürdürülebilir bir şekilde düşmesi mümkün olabilir. Yeter ki daha şeffaf bir piyasa ortamı sağlansın.
Burada birinci esas ‘arz güvenliği’ gibi görünse de, asıl dikkat etmemiz gereken noktalardan biri ‘verimliliğin artırılması’ olmalıdır.
Unutmayalım ki her yıl, arz güvenliği diyerek en az 3 milyar dolar para yatırdığımız bir alandan bahsediyoruz. Buna bir de nükleer projelerin eklendiğini düşünün.
Önce mevcut duruma bakalım: Türkiye’de konutlardaki elektrik fiyatı, euro olarak Avrupa ortalamasından yaklaşık yüzde 18 daha ucuz görünürken, ‘satın alma paritesi’ esas alındığında en pahalı elektrik kullanan dördüncü ülkeyiz.
Son dört yılda yüzde 30 fiyatların arttığını düşünecek olursak, daha ucuz elektrik için kafa yormamız gerekmektedir.
Türkiye’nin temel sorunu 90’lı yıllarda, yarın elektriksiz kalmayalım diyerek, doğalgaza bağlı bir yapı geliştirmiş olmasından kaynaklanıyor. Elektrik üretiminde doğalgazın payı dünya ortalaması yüzde 21.4 iken, Türkiye’de yüzde 45.4 durumundadır. Elektrikte her çeşit santraller için kurulu güç kapasitemiz 60 bin megavat civarında olmasına karşılık, 2013 yılı anlık puant ür 38 bin megavatta olduğu da unutulmamalı.
Unutmayın ki, hidroelektrik enerji maliyetine göre doğalgaz 11 kat pahalı bir enerji demektir.
Ucuz doğalgaz mümkün mü?
2015’ten itibaren Irak’ doğalgazı gelmesi ve Cezayir ile LNG konusunda yeni bir anlaşmanın yapılmasıyla bu mümkün görünüyor.
Tek alternatifimiz de bu değil. Geçen gün Cerean Enerji Genel Müdürü Dr. Onur Yazgan ile Hatay’daki rüzgar türbinlerini ve RES santralini gezdik. Cerean Enerji, grup olarak yenilenebilir enerji yatırımları yapıyorlar. Ayrıca yurtiçi ve yurtdışında elektrik ticaretinde önemli adımlar atıyorlar. Mesela Bulgaristan’dan alıp Yunanistan’a elektrik satıyorlar.
Bunu hatırlatan Yazgan, Türkiye’nin Bulgaristan ve Gürcistan ile elektrik ticareti anlaşması olduğunu söyledi. Eğer Gürcistan ile aramızda kurulan yüksek enerji hattı işletilirse, ucuz elek- trik temin etme noktasında yeni bir hat açılacağını belirtti.
Diğer taraftan Avrupa’da enerji arz fazlalığı var. Avrupa üzerinden kurulacak bir kaç yüksek gerilim hattı ile, ucuz elektrik için yeni alternatifler doğabilecek.
Bir diğer ihtimal de yazının girişinde bahsettiğim verimlilik konusu geliyor.
Türkiye’de EÜAŞ’ın elindeki santrallerin yaş ortalaması 23.6, Yap İşlet Devret olarak yapılanların ortalaması 14.6, Yap İşlet santrallerinin ise 10.3 olduğu biliniyor.. EÜAŞ’ın elektrik üretimindeki payı yüzde 35,6 diğer ikisinin ise toplamda yüzde 24.2 görünüyor.
Serbest üretim yapanların yaş ortalaması 2.6 iken üretimdeki payı otoprodüktörler ile birlikte yüzde 40.3.
Buradaki temel sorun, devlet kendi üretimi ile yap işlet tesisleriyle zorunlu alım anlaşması yapmış olmasıdır. Yani siz ucuz elektrik bulsanız bile bu piyasayı etkileyecek bir miktarda olamaz.
Bu sebeple, elektrik abonelerine istediği yerden elektrik alma hakkı verildiğinde rekabetçi bir piyasa oluşmuş olacak. Bunun için 2015 yılı bir nevi elektrik piyasası için milat olacak.
Kısa vadede elektrik piyasasında ne gibi değişiklikler olabileceğini sorduğumuz Onur Yazgan, kuraklığın kendilerini de etkilediğini açıkladı. İklimden dolayı, rüzgar santrallerinin daha düşük verimlilikle çalışması bekleniyor.
Diğer taraftan dövizdeki artışla birlikte, ihracata yönelik üretim yapan sanayi kuruluşlarında daha fazla enerji tüketimi gerçekleşebilir. 2013 yılında sanayide elektrik tüketiminin yüzde 4 arttığına dikkat çekiyor.
Kaynak : Yenişafak
Bu haber kamu yararına paylaşılmıştır.