Fransa ve Ruanda arasında gerginliğe neden olan ve dün başlayan anma programı hafta boyunca ülkenin çeşitli kentlerinde devam edecek. Ruanda Devlet Başkanı Paul Kagame’nin “Fransa’nın soykırımda payı olduğu” açıklaması Fransa’nın suçunu dünyaya tekrar hatırlattı. Fransa, yüzbinlerce kişinin ölümüne neden olan soykırıma doğrudan ya da dolaylı olarak destek vermesi tartışılıyor.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-mun ise BM’nin hala Ruanda soykırımının utancıyla çalkalandığını söyledi.
Konuşmasında, Srebrenitsa Soykırımı’na da değinen Ban, Ruanda’dan bir yıl sonra Srebrenitsa’da, BM tarafından alanların ”güvenli” olarak ilan edilerek masum insanların katliama terk edildiğini belirtti. Ban, utancın soykırımların üzerinden bir nesil geçmesine rağmen hala kaldığını dile getirdi.
Fransa, uzun yıllardır Ruanda soykırımda yer alan isimleri yargılamamak ve uluslararası ceza mahkemelerine teslim etmemekle eleştirilmişti. Soykırımın üzerinden 20 yıl geçmesinin ardından ilk yargılama Şubatta başkent Paris’te yapıldı. Hakkında ömür boyu hapis istemiyle yargılanan soykırımın sorumlularından Pascal Simbikangwa isimli yüzbaşı insanlık suçu işlemek ve soykırıma destek vermekten 25 yıl hapse mahkum edildi. Soykırımda yer aldığı ıspatlanan birçok isme rağmen Simbikangwa, Fransa’da Ruanda soykırımına ilişkin yargılanan ilk ve tek isim oldu.
İnsan Hakları İzleme Örgütünün 1999’da yayımladığı raporda, Fransa, soykırıma askeri ve lojistik destek vermekle sorumlu tutmuştu. Ruanda Savaş Suçları Mahkemesi de Fransa’yı soykırımda ikinci derecede yer almakla suçlamış dönemin Cumhurbaşkanı François Mitterand ve kabinesindeki bazı isimlerin yargılanması talebinde bulunmuştu. Ayrıca birçok Afrika merkezli insan hakları örgütü de soykırımda Fransız vatandaşlarının bizzat savaştığını da iddia etmişti. Fransa, soykırım zanlılarını hem eğitmekle hem de onlara silah desteği sağlamakla eleştirilirken, soykırımla beraber BM tarafından başlatılan Turkuaz operasyonunda da üstüne düşeni yapmadığı yönünde suçlamalara maruz kalmıştı. Operasyonda yer alan Fransız askerleri, sivilleri korumak yerine katliama göz yummuştu.
Ruanda’da 1994’te Fransa’nın kışkırttığı Hutu ve Tutsi kabileleri arasında çıkan çatışmalarda 800 binden fazla kişi ölmüştü. 1994’te dönemin Devlet Başkanı Juvenal Habyarimana’nın uçağının düşürülmesi sonucu ölümünün ardından Hutuların, Tutsileri sorumlu tutmasıyla olaylar başlamıştı. Ruanda Devlet Başkanı Juvenal Habyarimana’nın öldürülmesi, 100 gün süren soykırımın başlangıcı olmuştu.
Kaynak : Millî Gazete
Bu haber kamu yararına paylaşılmıştır.